Kaç dolunay, denizin gece rengi sularıyla sevişip yakamozlar üretti kendiliğinden. Zamansız rüzgârlarda savruldu saçların. Kaç mevsim geçti üstünden; artık gelmezsin./ Belki de alışacağım yokluğuna, en kötüsü bu. Unutacağım bildiğim her şeyi, artık gelmezsin. Nice bedel ödeyerek taşıdığım anılara daldığımda, dudaklarımda beklenmedik bir gülümseme olacak, nedenini kimselerin bilmediği. Zamana direnemeyip rengi değişen fotoğraf karelerinde hayallerimiz canlanacak bir süre. Sonrası bakır tadında yalnızlıklar kuşatacak beynimi. Bir not daha düşeceğim yaşamın günlüğüne; hiçbir yere sığdıramadığımız bizim olan güzelliklere ilişkin. Aşk adına hakedilmemiş bir yenilgiyi daha anılara emanet edeceğim. Ve alışacağım yokluğuna, en kötüsü bu. Artık ellerinin sıcaklığını duymak için çıldırmayacağım gecenin gizemli saatlerinde. Hayalin gidecek gözlerimden; alışacağım yokluğuna; bakır tadında yalnızlıklar kuşatacak beynimi. Kaç dolunay, denizin gece rengi sularıyla sevişip yakamozlar üretti kendiliğinden. Zamansız rüzgârlarda savruldu saçların. Kaç mevsim geçti üstünden; artık gelmezsin./ Sen bana hiç gelmedin zaten, gelmezsin. Akşam ağır ağır gecenin koynuna iterken beni, çok zaman ellerini aradım sarsın diye bedenimi bilmediğim sıcaklığıyla. Yüzünü aradım bir kez daha görmek için başlayınca kahrı sensizliklerin. Sen hiç gelmedin bana, gelmezsin. Kaç dolunay, denizin gece rengi sularıyla sevişip yakamozlar üretti kendiliğinden. Zamansız rüzgârlarda savruldu saçların. Kaç mevsim geçti üstünden; artık gelmezsin./ İnsan, anlayabildiği kadar yaşar; sen, bensizliği sığdırabildiysen içine, kendini yaşarsın ancak, daha çok değil. Aşk, kendi doğasında yaşar, toplumun saygınlığını yitirmiş değer yargılarına teslim olmaların kahrında değil. Yenilgileri aşk olarak anlatma artık. İnanmaya zorlama beni hiç olmadığım düşlerine. Kaç dolunay, denizin gece rengi sularıyla sevişip yakamozlar üretti kendiliğinden. Zamansız rüzgârlarda savruldu saçların. Kaç mevsim geçti üstünden; artık gelmezsin./ Belki de alışacağım yokluğuna, en kötüsü bu. Unutacağım bildiğim her şeyi, artık gelmezsin. Nice bedel ödeyerek taşıdığım anılara daldığımda, dudaklarımda beklenmedik bir gülümseme olacak, nedenini kimselerin bilmediği. Zamana direnemeyip rengi değişen fotoğraf karelerinde hayallerimiz canlanacak bir süre. Sonrası bakır tadında yalnızlıklar kuşatacak beynimi. Bir yenilgi daha ve sen; tadımlık yakınlıklarında bedenimi tüketen. Canım benim, yalnızca sen!